İnsanoğlu tarih boyunca çeşitli felaketlerin olacağına, hatta bu felaketlerin dünyanın sonunu getireceğine dair teoriler üretmiş ve iddia ettikleri tarihe kadar kendilerince önlemler almışlardır. 90lı yılların sonuna doğru dünyanın değilse de dijital dünyanın sonunu getireceği düşünülen bir kıyamet teorisi ortaya çıktı: Y2K yani year 2000, bizdeki bilinen isimleriyle de milenyum hatası veya dijital kıyamet…

60 ve 70li yıllarda bilgisayar mühendisleri, hazırladıkları programlarda yılı temsil etmesi için sadece 2 basamak tanımladılar. Örneğin 1965 yerine sadece 65 yazarak ilk 2 basamağı devre dışı bıraktılar. Bunun başlıca sebebi ise bilgisayarlardaki depolama alanının çok pahalı olmasıydı. Son 2 basamağı kullanarak bu alandan tasarruf etmeyi amaçlamışlardı. Öte yandan yazdıkları bu programların o yüzyılın sonuna kadar kullanılmasını da beklemiyorlardı.

Yıllar ilerledikçe 98’in 1998 olduğunu anlayan bilgisayarların, 00’ı 2000 olarak algılamak yerine 1900 şeklinde yorumlayabileceği fark edildi. Yani 31 Aralık 1999’dan sonra tarih 1 Ocak 1900 olarak değişebilirdi ve bu da doğru tarih ve saat kullanımı için bilgisayarlara güvenen bankalar, sigorta şirketleri, hastaneler, devlet daireleri vb. önemli sektörlerde birçok kaosa sebep olabilirdi.

Bu tür endişeler tarih yaklaştıkça katlanarak arttı. Bu hatadan dolayı bilgisayarların çalışmayı bırakacağını ve bunun ‘dijital kıyamet’ olacağı konuşulmaya başlandı. Bu teoriye öylesine inanıldı ki dünyanın çeşitli bölgelerinde tuhaf olaylar yaşanmaya başlandı:

  • İran’da 1 Ocak 2000 tarihi “dijital kıyamet olasılığına karşı zorunlu tatil” ilan edildi ve 31 Aralık sabahından 1 Ocak sabahına kadarki hava yolu seferleri iptal edildi.
  • Güney Afrika’nın başkenti Pretoria’da bir hırsız, Y2K probleminden koruyacağını iddia ederek bankada hesabı olan insanları paralarını başka bir hesaba aktarmaya ikna etti ve paraları kendi hesabına aktardı.
  • Washington’da yüzlerce davacı, davalarının 1900 yılında görüleceğine dair mahkemeden tebliğ aldı.
  • Ürdün Televizyonu’nda çalışan gazeteciler, bilgisayarlarının yeterince donanımlı olmamalarından ötürü 1 Ocak 2000 itibari ile kalem-kâğıt tekniğine zorunlu dönüş yapma kararı aldı.
  • Varşova’da 101 yaşındaki bir kadın, bilgisayarın doğum tarihini yanlış okuması sebebiyle sistemde 1 yaşında göründü ve zorunlu aşıya çağırıldı.
  • Y2K sorununu çözeceğini iddia ettiği 4 bin pili 90 bin dolar gibi bir ücretle satan bir adam yakalanarak hapse mahkûm edildi.

Dijital kıyamet ihtimaline ülkemiz de kayıtsız kalmadı. 2000 yılı problemlerini en aza indirmek için çalışmalar yapılması amacıyla Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi’ne bağlı çeşitli bakanlık ve temsilciliklerden oluşan “2000 Yılı Problemi Masası” kuruldu. Ayrıca olası bir karanlığa gömülme durumuna karşın 31 Aralık 1999 gecesi birçok mühendis, trafoların başında nöbet tutması için görevlendirildi.

Neyse ki ne ülkemizde ne de dünyadaki herhangi bir yerde beklenen kıyamet gerçekleşmedi. Tarihin hatalı algılanmasından ötürü bazı aksaklıklar yaşanmış olsa da hepsi kısa sürede onarıldı ve dijital hayat kaldığı yerden devam etti. Böylece şimdiye dek ortaya atılan kıyamet teorilerinin tamamı gibi Y2K veya diğer ismiyle dijital kıyamet de asılsız çıkmış oldu.

Yaşanacak aksaklıkların önceden fark edilip, çeşitli çözüm yolları ve önlemler üretmek bu tehlikenin sadece teori olarak kalmasına sebep olmuş olabilir. Bundan sonra karşımıza çıkacak herhangi bir kıyamet teorisine karşı artık tecrübeli sayılıyor olmamız da Y2K’nın bize armağanı olsun.

Melike Açba